Cumhuriyet Tarihinde ve çok partili siyasal yaşama
geçtiğimiz günden bugüne 14 Ağustos 2001
yılında kurulmuş ve 15 ay sonra girdiği ilk genel seçimde iktidar olmuş,2002 yılından bugüne kadar da
gerçekleşmiş tüm yerel ve genel seçimlerinden, referandum oylamalarından, cumhurbaşkanlığı
seçimlerinden 1.çıkma başarısını göstermiş AK Parti, 7. olağan genel kurulunu
gerçekleştirdi.
C.Başkanı ve AK Parti
genel başkanı Erdoğan, kongre salonunun önünde yaptığı konuşmada şöyle diyor: ”
Şu ana kadar kurulduğumuzdan bu yana son olarak üye kayıtlarını istediğimde,
üye kayıt sayımız 13 milyon 500 bine ulaştı. Dünyada böyle bir siyasi parti yok
ve hamdolsun 1 milyonu aşkın genç üyesiyle yaklaşık 5 milyonu aşkın kadın
üyesiyle ve bunun dışında ana kademe üyesiyle dünyada bir başkası yok.'
Recep Tayyip Erdoğan..!
Nereden nereye..
Gazeteci ve yazar olarak Erdoğan ile 1994 yerel seçimlerinde
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesi ve 6 Aralık 1997 yılında Siirt’te
gerçekleşen bir açık hava toplantısında okuduğu bir şiir nedeniyle yargılandığı
davada 10 ay hapis cezası alıp,26 Mart 1999 yılında girdiği cezaevinden 24
Temmuz 1999 tarihinde tahliye olması sonrası AK Parti’nin 14 Ağustos 2001’de
kurulması sonrası partinin teşkilatlanma sürecinde Bandırma’yı ve gazetemizi
ziyaretinde şahsen tanışmıştım. 47
yaşındaydı.
Bandırma AK Parti kurucu ilçe Başkanı rahmetli İsmail Çolak,
AK Parti kurucularından Mehmet Ali Şahin, belleğim beni yanıltmıyorsa Ahmet Okbay
da vardı.
Gazetede yuvarlak bir masa oluşturup, Siyasal yaşamın bu
yeni siyasi figürünü, ’artık muhtar bile olamaz’ denilen Erdoğan’ı tanımak için
masada yerimizi almıştık. Ziyaretin, çok hoş bir sohbet, tartışma ortamında
geçtiğini anımsıyorum. Yeni kurulmuş bir siyasal partinin liderinin iddialı
konuşmaları ile dikkatimi çeken Tayyip Bey’e, 28 Şubat post modern darbeyi ve Sincan’da
tankları ve Orgeneral Çevik Bir’in ‘balans ayarı ‘ sözlerini anımsatarak, “Bu
konuşmalarınızla size de balans ayarı yapmasınlar’ demiş ve gülüşmüştük…
Ziyaret sonrasında gazeteci arkadaşlarla Erdoğan ve yapılan konuşmalar
üzerinde çeşitli değerlendirmeler yaptığımızı ve gazetenin sahibinin, “
Erdoğan, önümüzdeki ilk genel seçimde hepinizin tahmin ettiğinden daha fazla oy
alacak ve belki de iktidar olacak. Alışılmışın dışında bir siyasetçi ve siyasal
yaşamımızı alt üst edecek” dediğini anımsıyorum… Öyle de oldu. 2002 yılından
bugüne aradan 19 yıl geçmiş olmasına karşın elde ettiği siyasal başarılarla, adeta
yıkılmaz bir siyasal lider ve C.Başkanı oldu!
Erdoğan ile birlikte gazeteyi ziyaret eden en fazla beş kişiydi.
Ayrıca, Bandırma’da parti teşkilatını açan da Erdoğan ile beraberindekileri
karşılayanlar da bir avuç partiliydi.
O günlerden bu günlere yıllar geçti ve 19 yıldır iktidarla
özdeşleşmiş ve C.Başkanı seçilmiş Erdoğan ve partisi ile karşı karşıyayız. O
gün o ziyarette yer alan hiç birimiz böylesi bir siyasal sonuçla
karşılaşacağımızı tahmin bile etmiyorduk ama oldu, yaşandı...O gün alışı geldiğimiz
gibi türedi bir siyasal parti ve lider, arada yok olur, gider olarak baktığımız
parti ve lider, devlet ve siyasal, sosyal yaşamın ister kabul edilim ister etmelim,ister oy
verelim ya da vermeyim, devasa bir ‘çınar’ oldu!
Sene 2021..!
13.5 milyon üye.!.
1 milyon genç ve 5 milyon kadın!
Oysa ki,aradan geçen 20 yıllık zaman içinde bu partiye gönül
vermiş,oyları ile destek vermiş,üye olmuş insanlara neler neler denmedi, ne yakıştırmalarda
bulunulmadı..:’Bidon kafalılar, makarnacılar’ falan filan.. Tüm bu çabalar ve
yakıştırmalarla da düğüm çözülümeyince, seçmen nezdinde tek tek bu partiye
kim/kimler oy verdi diye hafiyeciliğe
bile soyunuldu!
Yine olmadı yine olmadı..
Öyle ki, her yerel ya da genel seçimde ‘bu kez işleri bitti,
iktidara geliyoruz’ diye zafer naraları atanlar, yine sandığa
gömülünce, bu kez oylarının çalındığı, dümen çevrildiği itham ve iddialarında
bulunup, kedilerden bile medet aradı ama yine olmadı!
Bu tarihsel, toplumsal
ve siyasal yürüyüş incelenip, değerlendirilmeli…
Bir siyasal partinin gerçek anlamda kitle partisi olmasının
en somut örneği değil mi bu? Tarihçiler, felsefeciler, siyaset bilimciler, sosyologlar
ve psikologlar çok yönlü yaşanan bu vakayı sorgulamalı ve değerlendirmeli diye düşünüyorum…
Kongrede Ak Parti ve Cumhur İttifakı’nda paydaşı MHP ile
beraberliğinin ideolojik ve siyasal tanımlamalarında bana en anlamlı gelen
tanımlama şu oldu: Muhafazakâr milliyetçi bir parti ile milliyetçi muhafazakâr iki partinin birbirini
tamamlaması ve ortaklığı..
Kongre ve kongre salonu dışına taşmış katılım, ilgi, coşku
ve heyecan ise, yaklaşık 20 yıldır yerelde ve genelde iktidar olan bir siyasal
parti ve liderine karşı gösterilen teveccüh(özellikle kadınlar ve gençlerin
büyük ilgisi) öyle laf ola beri gele afaki yakıştırma ve yorumlarla
geçiştirilecek bir durum olmasa gerek. Muhalefet partilerinin rüyasında bile
göremeyecekleri 13,5 milyonluk kitlesel bir yıkılmaz, sarsılmaz siyasal bir güç odağı söz konusu.. Ayrıca, bu kitlesel gücün, ABD lejyonu
FETÖ’cü 15 Temmuz darbe kalkışmasının bastırılmasında onlarca can pahasına
üstlendiği rolü, sergilediği direngenlik ve mücadeleyi biliyoruz.
Küresel Efendiler ve
Erdoğan!.
Bu çerçevede, başta ABD olmak üzere AB ülke liderlerinin, siyonistler
ve Ortadoğu’nun kukla yönetimlerinin, terör örgütlerinin ve siyasi muhalefetin
Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına(hatta ailesine) yönelik oluşturulmaya çalıştığı
düşmanlığa ya da karşıtlığın nedenlerini anlamamak çok mu zor? Tüm bu şer
cephesine göre, her nasıl olacaksa Erdoğan devrilmeli ve AK Parti dağıtılıp, siyasal
ve sosyal yaşamdan bir şekilde tasfiye
edilmeli!..
Dışarda ve içeride kimse bu konuda duygu ve düşüncelerini
saklamıyor, açık bir şekilde deklare de ediyor.. Bu, artık her yönüyle deşifre
olmuş hesaplaşma dürtüsü ve çabası ne ülkeye ne de Anadolu insanına hiç yabancı
değil. Cumhuriyet Devleti’nin kurulduğu günden bugüne kim ki emperyal güçlere, Efendilere
kafa tutarak, ülkenin ulusal bağımsızlığından ve milletin gerçek anlamda
egemenliğinden söz ederek, yerli ve milli olanı yaşamın her alanında gözetiyor
ise, hedeftir ve şu veya bu şekilde siyasal ve toplumsal yaşamdan tasfiye
edilmesi (geçmiş yıllarda yaşandığı gibi) kaçınılmazdır! Bu dirilen ve güçlenen
damarın bir şekilde kesilip, kopartılması, geçmiş yıllarda olduğu gibi Efendi-Köle
ilişkilerine geri dönüş,(Efendileri ve bunlara göre) hepimizin kaderidir!!!
Anti-emperyalizm ve
ulusal bağımsızlıkçılık değiştirip, dünüştürüyor..
Türkiye’nin bugün yaşadığı kuşatılmışlığı, küresel
efendilerin saldırganlıkları karşısında, ,’A’ veya ‘B’ partisinin ya da şu veya
bu siyasi liderin memleket ve milletin beka sorununu dikkate aldığımızda tek
başına hiçbir hükmünün bulunmadığına inanıyorum. Particilik, ideolojik ve politik saplantılar,
ön yargılar, siyasal ve toplumsal kutuplaşma sadece ülkenin ulusal bağımsızlığı
ve egemenliğine göz dikmiş olanların ekmeğine yağ sürüyor. Ülkeye ve millete
dönük iştahlarını arttırıyor. Toplumsal birlik ve beraberlik hem Küresel
Efendilerin hem de içerideki taşeronların uykularını kaçırtıyor.
Kongrede, partililerin önüne Cumhuriyet’in 100 .yılını
kutlayacağımız 2023,2053 ve 2071 gibi
hedeflerin koyulup, bu hedeflere ulaşılması yönünde ulusal bağımsızlığımızın ve
egemenliğimizin her alanda daha da geliştirilip, güçlendirilip, pekişmesini
gözeten medeniyet projeleri ile çıkılması, ülkenin ve milletin ufkunun geniş
tutulması, demokrasi ve özgürlüklerin her alanda genişleyip, güçlenmesi,
ülkenin ve milletin yüzünü üretim ekonomisine
dönmesi gibi yapılmış her siyasi vurgu, ciddiyetle
sorgulanıp, değerlendirilmeli..
Kaş yapayım derken
göz çıkartmak!.
Bu arada Bandırma’dan ilçe başkanı ve kongre delegesi olarak
katılmış Mehmet Doğan, kongre sonrası yayınladığı basın açıklamasında özellikle
pandemi konusunda aldıkları önleme dikkat çekmiş ve şöyle demiş:
“Bandırma’da hızla
artan vakalar ile ilgili İl Başkanlığımız ile yaptığımız görüşme sonrasında
Bandırma’dan kalkacak olan Otobüsler iptal edildi. Bandırma’dan sadece Genel
Merkez delegesi olarak kongreye ben katılım sağladım. Ayrıca
gerçekleştirdiğimiz Kongre’de Partimizin sağladığı test imkanları ile tüm
delegelerimiz Covid-19 Testinden geçmiştir. Diğer davetliler ise HES Kodları
ile salona gerekli önlemler alınarak alınmıştır. “
İl, Kadın Kolları ile Gençlik Kolları kongreleri yanı sıra 7.Olağan Kongre’de AK Parti’nin kitlesel
katılımlı kongreleri, pandemi konusunda Sağlık
ve İçişleri Bakanlığı, valilikler ve kaymakamlıklar, emniyet ve belediye
yönetimlerinin sürekli pandemi konusunda vatandaşa tedbirli olmaları, temastan
uzak durmaları konusunda uyarılarda bulunduğu
ve vaka sayılarının da tavan yapmış olduğu bir ortamda toplum tarafından
olumlu karşılanmadığını vurgulamalıyım.
Yanlış mıydı, evet, YANLIŞTI!
Vatandaşlar eleştirileri konusunda haksız mıydı, hayır, HAKLIYDI!
Bu konuda hassasiyetleri ve tepkileri bir yana bırakıp,
ısrarcı davranmak, yanlış mıydı, evet, YANLIŞTI!
Seçmenin ve partilinin teveccühüne sahip olmak milyon milyon büyütmek ne kadar önemli ise, bu
teveccühü layıkıyla taşımanın da bir o kadar önemli olduğuna inanıyorum..
Ak Parti,7.Olağan Genel Kurulu’nun ülkemiz ve milletimiz
için hayırlı olmasını diliyorum..
Esen kalın..