
Suriye iç savaşından itibaren zaman zaman gerginlikler yaşayan Dürzilerle Arap aşiretleri, son günlerde yeniden çatışıyor. İsrail Suriye'yi güçsüz bırakmak ve kaosa sürüklemek maksadıyla kendini Dürzilerin hamisi ilan edip ülkeyi bombalıyor. Dürzi halkı sadece Suriye'de değil, komşu ülkelerde de yaşıyor. Yaşananları gerek bu nedenle gerekse jeopolitik mücadelenin bir parçası olarak sadece iki yerel güç arasındaki gerginlik olarak tanımlamak mümkün değil.
11. YÜZYILDA DOĞDU
Son günlerde kamuoyu en çok şu soruyu soruyor: Dürziler kimdir? Dürzilik, 11. yüzyılda Şii İsmaili kökenli bir mezhep olarak Mısır'da Fatımi halifesi Hakim bi Emrillah'a bağlılık temelinde doğdu. Mezhebin kurucuları arasında yer alan Hamza bin Ali el-Zuhaylî’nin sistematikleştirdiği öğretiye göre Dürzilik zamanla İslam'dan ayrı, kapalı bir dini cemaat kimliği kazandı. Dürziler ne Sünni ne de klasik Şii olarak kabul edilir. Reenkarnasyon inancı, gizemli kozmolojileri ve dışa kapalı dini yapılarıyla özgün bir dini topluluktur. Dürzilik, yeni üyeler kabul etmeyen bir inanç sistemidir: Doğuştan Dürzi olunabilir ancak sonradan bu inanca girilemez.
SORGULANAN BİR AD
“Dürzi” kelimesi aslında mezhebin kurucu öğretilerine ters düşen ve sapkın ilan edilen Muhammed ed-Derezî’nin adından türemiştir. Bu nedenle birçok Dürzi, bu isimlendirmeyi reddeder ve kendilerini “el-Muvahhidun” (Birleyiciler) olarak tanımlar. Bugün ise “Dürzi” adı yaygın biçimde kullanılsa da mezhebin tarihsel ve inançsal kökenleri, bu adın seçilmesinde tartışmalı bir zemin oluşturur. Bu durum, Yemenli Ensarullah hareketine “Husiler” denmesiyle benzerlik gösteriyor: Her iki durumda da dışarıdan takılan bir isim, içeridekilerce sorgulanıyor veya reddediliyor.
SURİYE, LÜBNAN VE İSRAİL'DE KAÇ DÜRZİ VAR?
Günümüzde Dürzilerin nüfusu yaklaşık olarak şöyle tahmin ediliyor:
Suriye: 700 bin – 900 bin arasında. Özellikle güneydeki Süveyda, Cebel el-Arab, Şam’ın kırsal bölgeleri ve Kuneytra çevresinde yoğunlaşmışlardır. Son olayların merkezi Süveyda, Dürzi nüfusun merkezi kabul ediliyor.
Lübnan 250 bin – 300 bin. Ülkede siyasi olarak önemli bir ağırlığa sahipler. Dürzi lider Velid Canbolat yıllarca ülke siyasetinde kilit rol oynadı.
İsrail: 150 bin – 180 bin civarı. İsrail içinde çoğunlukla Celile bölgesi ile Golan Tepeleri’nde yaşıyorlar. İsrail vatandaşı Dürziler, diğer Arap vatandaşlardan farklı olarak daha sistem içi bir pozisyona sahip. Bu durum, Suriye'deki Dürzi grupların bir kısmının zamanla İsrail’e yakınlaşmasına da zemin hazırladı.
DÜRZİLERİN İÇ SAVAŞTAKİ POZİSYONU
Suriye iç savaşında Dürziler esas olarak üçe bölündü:
Esad yanlıları: Özellikle Süveyda'dakiler başlarda Esad yönetimiyle birlikte hareket etti. Ancak savaş uzadıkça bu kesim kendi savunma gruplarını kurarak yarı bağımsız hareket etmeye başladı.
Özerklik yanlıları: 2018’den itibaren özellikle DEAŞ saldırıları sonrası rejimin yetersizliğinden şikâyet eden bazı Dürziler, kendi öz savunma yapılarını kurdu. Bu süreçte Süveyda’daki yerel gruplar zamanla Şam’dan bağımsızlaşan bir güvenlik ağı oluşturdu.
İsrail destekli Dürziler: Golan bölgesine yakın gruplar ile zamanla Tel Aviv arasında ilişki kuruldu. İsrail’in bölgedeki Dürzi toplulukları üzerinden Suriye içindeki gelişmelere müdahil olduğu yönünde çok sayıda rapor yayımlandı. Son olarak Şam yönetiminin yıkılmasıyla birlikte İsrail, bazı Dürzi gruplarını “koruma” bahanesiyle Suriye’ye saldırılar düzenlemeye başladı.
SÜVEYDA’DA DÜRZİ TALEPLERİ
2024 Aralık ayında Şam’ın düşmesi ve HTŞ lideri Ahmed Şaranın fiilen ülkeyi kontrol etmeye başlaması, Dürzilerin konumunu daha da karmaşıklaştırdı. Zira yeni rejimle Dürziler arasında ne bir ittifak ne de doğrudan bir çatışma hattı kurulabildi. Bunda elbette Dürzilerin homojen bir yapıda olmamasının da payı vardı. Bu siyasi belirsizlik ortamında, Süveyda’daki bazı Dürzi grupların Arap aşiretleriyle olan çıkar çatışmaları yeniden silahlı gerilime dönüştü.
3 Mayıs’ta Süveyda’da toplanan Dürzi şeyhleri ve silahlı grupların temsilcileri, merkezi yönetime karşı açık bir “ademmerkeziyetçilik” vurgusu yaptı. Toplantıya ruhani lider Şeyh Hikmet el-Hicri’nin yanı sıra Yusif el-Cerbi, Hemud el-Henavi, Hesen el-Etres, Yecya Amir, Akif Hinedi ve Vesim İzedin gibi isimler de katıldı. Bu görüşmede Dürzilerin talepleri netleşti:
- Süveyda’da iç güvenlik ve adalet kurumlarının ivedilikle aktif edilmesi ve bu kurumların yalnızca Süveydalılardan oluşturulması
- Ceremana ve Sahnaya üzerindeki ablukaların kaldırılması ve bölgede hayatın normale dönmesi
- Şam–Süveyda yolunun güvenliğinin Şam yönetimi tarafından garanti altına alınması
- Suriye genelinde çatışmaların sonlandırılması
Bu talepler, yalnızca güvenlik eksenli değil, aynı zamanda yerel yönetişim konusunda daha fazla yetki talebini de içeriyor. Süveyda’daki Dürzi liderlerin mevcut devlet yapısı içinde kendi güvenlik ve adalet mekanizmalarını kurmak istemesi, Şam’ın üniter yapısını sorgulayan bir gelişme olarak kayıtlara geçti.
ŞAM: “ANLAŞMAYA BAĞLIYIZ”
Süveyda Valisi Mustafa el-Bakur yine mayıs ayında yaptığı açıklamada, taleplerin Şam tarafından takip edildiğini ve karşılık bulduğunu belirtti. Suriye resmi ajansı SANA’ya konuşan Bakur, “Süveyda’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesini hızlandırmak adına, bazı tarafların taleplerine yanıt olarak anlaşmada küçük değişiklikler yapıldı. Devlet, sorunları çözmek için yoğun çaba sarf ediyor.” dedi.
Bakur ayrıca, “Önceki dönemdeki sıkı çalışmaların meyvelerini almaya yaklaştık. Dürzi toplumu, Suriye’nin toplumsal dokusunun ayrılmaz bir parçasıdır.” ifadelerini kullandı.
ADEM MERKEZİYETÇİ SURİYE TALEBİ YENİ DEĞİL
Konuyu yakından izleyen bölge kaynaklarına göre Süveyda’daki talepler münferit bir krizden çok daha fazlasına işaret ediyor. İsrail destekli Dürzi liderlerin uzun süredir “ademmerkeziyetçi bir Suriye” talep ettikleri belirtiliyor. Bu yaklaşım, yalnızca Süveyda için değil, ülke genelinde merkezi değil, yerinden yönetime dayalı yeni bir siyasal yapının arayışı olarak okunuyor.
|
||
|