Engin Arıcan’ın –POYRAZIN ÇOCKLARI- kitabının imza gününde başta Engin, katılımcılardan birkaç kişi ülkemizde yaşanan ve Engin’in yazdıklarıyla örtüşen darbe dönemleri ve sonrası üzerine kısa konuşmalar yaptılar. Sadece temenniden öteye geçmeyen bu konuşmalar geçmişte ve geçenlerde yaşadığım iki olayı anımsamama neden oldu.
Yıllar önce Eğitim sistemini ve öğretmenleri eleştiren bir
makale yazmıştım. Eğitimin sakat; öğretmenlerinse konularında formasyon sahibi
olmadıklarına dair falan… Tabi ki işini gereği gibi yapan öğretmenleri tenzih
ederek… Eğitimciler (bir kısmı) çok rahatsız olmuşlar ki o günlerde lisede
okuyan rahmetli kardeşimin kızı okul müdürünün odasına çağrılmış soyadı
–Takunyacıoğlu- olduğu için. SS subayından
farkı olmayan müdürün ilk sorusu şu olmuş;
-Süleyman Takunyacıoğlu senin neyin oluyor?
Kız da,
-Amcam olur hocam. Diye yanıtlamış
-Öyle mi ..? demiş Nazi müsveddesi
–Seninle görüşeceğiz gidebilirsin-
***
Müdür denilen zorba, kızın bir
yılını yiyecek ve olaydan da benim haberim yok,
Ardından araya tanıdıklar falan
girmiş, olay tatlıya bağlanmış. Neticede kızın bir yılı heba olmaktan
kurtulmuş. Olup biteni sonradan öğrendiğimde müdüre saracağım ama araya giren
başta Yaşar Bekdemir, yemin billah rica, tehdit, benim olayın üstüne gitmememi
engelledi. Sonuçta kız mezun oldu, yüksek okulu bitirdi. Şu an ANTROPOLOG ve
binlerce meslek sahibi genç gibi işsiz. Nedeni üniversitelerde ANTROPOLOG
kadrosu olmaması..!
Bir öğretmen- okul müdürü- düşünün
ki sadece soyadı –Takunyacıoğlu- olduğu için hiçbir günahı ve konuyla ilgisi
olmayan genç bir insanın geleceğini karartmaktan zerre kadar çekinmiyor.
Yazıda, hakaret, aşağılama ya da
benzer suçlar varsa yargıya gitmek yerine –Takunyacıoğlu- soyadına
saldırıyor.
İşte bu ahlâk -12 Eylül’ün
kendisidir. Bu müdür 12 Eylül’ün aslıdır. Bu tip öğretmenler 12 Eylül’ün sakat
ürünleridir.
Erdek’te Sanat, Felsefe, Edebiyata
meraklı gençler var. Nadiren denk geldikçe sohbet ediyoruz. İçlerinden biri
Edebiyat hocasına ORSON WELLESS’in bir sözünden bahsediyor. Edebiyat hocasının
tepkisi ilginç –çok boş bir adammış- Hem bu ORSON WELLES kim?-
Lise sonda Edebiyat hocalığı yapan
şahıs ORSON WELLES’i tanımıyor. Adını bile duymamış. İnanılır gibi değil. 6
yaşında Shakespeare oynayan, tiyatro kökenli sinemacı ve sinema tarihinin en
büyük klasiklerinden biri olan YURTTAŞ KANE’nin yönetmeni, eleştirmenlerce –Sinemanın dahi çocuğu- olarak
tanımlanan Welles’in adını bile duymamış bir Edebiyat hocası var karşımızda ve
bu hoca lise son talebelerine Edebiyat dersi veriyor. Bu eğitim sistemi ve bu
öğretmenler sözün ve yazının tükendiği yerdeler.
Dolaylısıyla Engin’in imza gününde
konuşulanların da en azından benim için hiçbir anlamı yok. Boş ve gereksiz
sözler. Anlamlı olan Engin’in POYRAZIN ÇOCUKLARI kitabı ile Bandırma’nın kirli
tarihini aydınlatması kentin geçmişine dair önemli notlar düşmesi-kendisini bir
kez daha kutluyorum.
Yoksa bu ülkede bazı şeylerin
değişmesini beklemek, benim için bırakın hayali, salaklıktan öte bir şey
değil…!