15 Temmuz darbesinde ABD

Fikret Akfırat

15 Temmuz 2016 FETÖ/NATO darbe girişiminden bu yana 9 yıl geçti. İlk günden bu yana darbe girişiminin arkasındaki ABD iradesi giderek daha fazla bilinçlere çıkıyor. 15 Temmuz’da kilit rollerde bulunan üniforma giymiş FETÖ’cülerin hemen hepsinin NATO görevlerinde bulunması ve girişimin bastırılmasından sonra Batı başkentlerinde NATO koruması altına alınması başlı başına darbecileri yöneten iradeyi ortaya koyuyor.

ABD’Lİ ESKİ YETKİLİ: CIA DARBENİN GÖBEĞİNDE

Bu yazıda darbe girişiminin ilk günlerinden itibaren basına yansıyan ABD’nin rolü konusundaki bilgilerin bazılarına yer vereceğiz. Bunlardan birisi, Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’in Özel Kalem Müdürü Lawrence Wilkerson’un açıklamalarıydı. Wilkerson, CIA Direktörü John Brennan’ın Türkiye’deki başarısız darbe girişiminde rolü olduğunu belirtti. Sputnik’e konuşan Wilkerson, “John Brennan ve diğerlerinin Türkiye’de neler olup bittiğinden haberdar olduklarına şüphe yok” diye konuştu. Wilkerson, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ya buna karşı tavsiyelerde bulundu, ki bu zaman zaman olur, ya zorla etki etmek için sürecin tam ortasında ya da ikisinin arasında bir yerde.” (Sputnik, 20 Temmuz 2016).

VOTEL VE CLAPPER: BİZİM ADAMLAR HAPİSTE!

Bir başkası, dönemin ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Generali Joseph Votel ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James R. Clapper’ın açık sözlü değerlendirmeleriydi. Votel ve Clapper, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminden sorumlu olarak tutuklanan kişileri, “Amerika’nın iyi ilişki içinde olduğu askeri liderler” diye tanımlamıştı. Türkiye’de darbe girişimi sonrasındaki gelişmelerin, ABD’nin Ortadoğu Stratejisi kapsamında Türkiye ile birlikte yürüttükleri operasyonlara zarar vermesinden kaygılandıklarını vurgulayan General Votel, “bu olayın kısa dönemden çok, uzun dönemli etkisinden endişe duyuyorum” ifadesini kullanmıştı. Ulusal İstihbarat Direktörü Clapper da, “Muhataplarımızın birçoğu tasfiye edildi ya da tutuklandı. Hiç kuşku yok, bu nedenle Türklerle işbirliği gerileyecek ve daha da zorlaşacak. Bu durum, bizim istihbarat alanında da kesinlikle geçerli, özellikle de kontr-terörizm konusunda…” demişti.

(Hürriyet, Sputnik, Aydınlık, 29-30 Temmuz 2016).

KERYY’DEN LAVROV’A: ‘ERDOĞAN ARTIK GİDİCİ

Yine Aydınlık’ın ortaya çıkardığı çok önemli bir bilgi de ABD yönetiminin darbe girişimi içinde boylu boyunca yer alışını açıkça ortaya koyuyordu. 15 Temmuz 2016 günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Moskova’daydı. Kerry, darbe girişiminin açığa çıkmasından saatler önce mevkidaşı Lavrov ile yaptığı görüşmeyi saat 18.45’te aniden yarıda kesmişti. Kerry’nin 4 saat boyunca ABD Büyükelçiliği’ne giderek Pentagon ve Beyaz Saray ile görüşmeler yürütmüştü. Güvenilir kaynakların verdiği bilgiye göre, darbe girişiminin başladığı sıralarda Kerry, Lavrov ile tekrar buluştu. Kerry, ikinci buluşmada Türkiye’de başlayan darbe girişimiyle ilgili olarak Lavrov’a birebir “mechanism launched” (mekanizma harekete geçti)” sözünü söyledi. Arkasından da ‘Erdoğan’ın artık gidici olduğunu’ ifade etti (Aydınlık, 8 Ağustos 2016).

‘KARŞI DARBE’ YAYGARASININ İŞARET FİŞEĞİ NYT’DEN

15 Temmuz’un yıldönümü dolayısıyla, bugünlerde de alıcısı bulunan “15 Temmuz tiyatroydu, asıl darbe 20 Temmuz’da yapıldı” propagandasının merkezi ise yine ABD’ydi. ABD’de yayımlanan New York Times gazetesinin Yazı Kurulu imzalı “Türkiye’de karşı darbe” başlıklı yazıda işaret fişeği atılmıştı. Yazıda Türkiye’deki gelişmeler özetlendikten sonra darbe girişimine karşı yargı ve emniyetin eylemleri eleştiriliyor. NYT Yazı Kurulu, bundan sonra gerginliklerin büyüyeceğini iddia ediyor ve bu durumun Türkiye’nin NATO’daki ve bölgedeki etkisini tehlikeye sokacağını ileri sürüyordu (NYT, Countercoup in Turkey, 18 Temmuz 2016).

GELİŞMELERİ ANLAMAK İÇİN ANAHTAR

İçinden geçtiğimiz dönemde, uluslararası ve ulusal ölçekte siyasal kuvvetler oluşan yeni saflaşmalara göre hızla yer değiştiriyor. Ezberler bozuluyor. O nedenle darbe girişiminin ve sonrasındaki gelişmelerin niteliğini anlamak için belirleyici olay ve olgulara odaklanmak gerekiyor. Türkiye ile ABD arasındaki adı konmamış savaşın şiddetlenmesi, FETÖ/NATO darbe girişimini anlamak için anahtar niteliğindedir.