Mustafa Kemal’e bir kahpelik projesi
Haber
04 Aralık 2022 - Pazar 03:15 Bu haber 1786 kez okundu
 
Mustafa Kemal’e bir kahpelik projesi
Osman Selim Kocahanoğlu yazdı…
Türkiye Haberi
Mustafa Kemal’e bir kahpelik projesi

Mustafa Kemal, kurtuluş mücadelesine başladıktan sonra onlarca ihanet ve suikast projesine muhatap olmuştur. Bunlardan en büyüğü ve ölümcül olanı kuşkusuz İzmir Suikastıdır. Bu suikastın arkasındaki kişi de, herkesin bildiği Ziya Hurşit değil, Mustafa Kemal’in Bandırma vapuruna güvenilir adam diye yanına aldığı yarbay Arif Bey (Ayıcı Arif) olacaktır. Yani Samsun’a aynı zamanda hain biriyle çıkmış olacaktır. İşte bu nankör arkadaşı İzmir suikastçı ve tetikçilerini bir hafta Ankara’daki evinde saklayan kişi olacaktır.

 

Kısacası büyük Türk devrimcisi Mustafa Kemal mücadele hayatı ve talihin kendine hazırladığı ihanet tuzaklarının hepsinden uyanık zekası sayesinde kurtulmuştur. Bu yazıda bundan tam 100 yıl önce, daha yolun başında yani Lozan günlerinde, paşamızın uğradığı ihanetin güler yüzlü bir şeklini, yani parlamento ihanetini göreceğiz. Bitip tükenmeyen asıl ihanetlerin arkası bunun arkasından gelecektir.

1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmış, 17 Kasımda Vahdeddin yurt dışına kaçmış, 18 Kasımda Abdülmecid Efendi halife seçilmiş, 24 Kasımda da biat töreni düzenlenmişti. TBMM’ndeki İkinci Grup mebuslarının öfkesi geçmiş sayılmazdı. Çünkü devletin başında görmek istedikleri Halifeyi Ankara’ya getirememişlerdi. İstanbul’da beyaz at üzerinde Cuma selamlıkları düzenleyen Abdülmecid Efendi Ankara’da nasıl yaşayabilirdi ki? İsmet Paşa’nın Lozan’da cebelleştiği günlerde II. Grup mebusları bu sefer Mustafa Kemal için bir tezgaha giriştiler. Bu bir tezgah değil aslında bir ihanet projesiydi. Tarihini de verelim: 2 ARALIK 1922 TBMM celsesi. Riyaset kürsüsünde oturan İkinci Reis Adnan Bey’in sesi duyulur:

“Efendim! Milletvekili Seçimi Kanununun değiştirilmesi hakkında bir teklif var. Encümene havale ediyoruz!” İki mebus oturduğu yerden, “önemlidir efendim, okunmasını teklif ederiz, ne olduğu anlaşılsın” dediği halde, Adnan Bey oralı olmadı: “Efendim! Kanun teklifinin okunmadan komisyona gönderilmesi usuldendir” dedi. Yani teklifin ne olduğu genel kurulun bilgisine sunulmadan komisyona havale edilerek gözlerden kaçırılmak isteniyordu.(Bkz. TBMM. ZC. c. 25, İ: 149, 2.12.1338, s. 159 vd. Erzurum Mebusu Necati Beyle rüfekasının İntihab-ı Mebusan Kanununun tadiline dair teklifi, Layiha Encümeni Mazbatası (2/603)

 

Erzurum Mebusu Süleyman Necati, Mersin Mebusu Çolak Selâhaddin (Köseoğlu) ve Canik (Samsun) Mebusu Emin Bey tarafından verilen teklifin özeti şuydu:

Türkiye’de beş sene ikamet etmemiş kişiler yeni dönemde mebus seçilemeyecekti. Teklifin doğrudan Mustafa Kemal’i hedef aldığı ortadaydı. Ne var ki tekliften önceden haberdar edilen Mustafa Kemal söz alarak kürsüye geldi. Teklifin içeriğini konuşmasından da anlayabiliriz:

“…Efendim! bu teklif özel bir maksat güdüyor ve bu özel maksat doğrudan şahsımı hedef aldığından, izin verirseniz, birkaç kelime ile fikrimi belirtmek istiyorum. Hazırlanan teklif doğrudan benim şahsımı vatandaşlık haklarından mahrum etme maksadı taşıyor. 14. maddede deniliyor ki: Büyük Millet Meclisine üye seçilebilmek için, Türkiye’nin bugünkü sınırları içindeki yerler halkından olmak veya seçim çevresinde yerleşmiş bulunmak şarttır. Ondan sonra muhacir olarak gelenlerden Türkler ve Kürtler iskan tarihlerinden itibaren beş sene geçmiş ise seçilebilirler…”

Mustafa Kemal konuşurken hem içini döküyor hem tezgahın arkasını yorumluyordu: “… Maalesef benim doğum yer, bugünkü milli sınırların dışında kalmıştır. İkincisi, herhangi bir seçim çevresinde beş sene oturmuş da değilim. Fakat, bu böyle ise, bundan benim bir kastım ve suçum yoktur. Bunun sebebi, memleketimizi, milletimizi yok etmek isteyen düşmanların işgal ve istila hevesleridir. Eğer düşmanlar amaçlarına tam olarak ulaşmış olsalardı, bu teklife imza atanların memleketleri de sınır dışında kalabilirdi. Bu maddede getirilen şartları taşımıyorsam, yani beş sene devamlı olarak bir seçim çevresinde oturmamış isem, o da, vatana yaptığım hizmetlerden dolayıdır. Eğer, maddedeki şartları kazanmaya çalışsaydım, İstanbul’u kurtaran Arıburnu ve Anafartalar savunmalarını yapmamam gerekirdi. Eğer ben, bir yerde beş sene oturmaya mecbur olsaydım, Bitlis ve Muş’u aldıktan sonra Diyarbakır’a doğru yayılan düşmanın karşısına çıkmamam gerekirdi. Bu efendilerin istedikleri şartları yerine getirmek isteseydim, Suriye’yi boşaltan orduların döküntülerinden, Halep’te bir ordu kurup savunmaya geçmemem ve bugün milli sınır kabul ettiğimiz sınırları çizmemem gerekirdi.”

(…) Sonraki çalışmalarımı ise herkes biliyor. Hiçbir yerde, beş sene oturamayacak kadar çalıştım. Bundan dolayı milletimin ve bütün İslâm dünyasının saygısını kazandığımı sanırdım. Bu beyler, acaba kendi bölgeleri halkının düşüncelerini mi yansıtıyorlar? Beni vatandaşlık hakkımdan mahrum etme yetkisini bu beylere kim vermiştir? Bu kürsüden resmen, yüce heyetinize ve bu beylerin seçim bölgesi halkına ve bütün millete soruyor ve cevap bekliyorum!.” (Bkz. TBMM. ZC. c. 25, İ: 149, 2.12.1338, s. 159.)

Bir soru: Sarışın Paşa acaba boşuna mı telaşlanmış, yoksa muhalifler tezgahın içinde değiller miydi? İkinci soru: Dr. Adnan Bey acaba Brütüslük rolüne mi soyunmuştu? (Bize kalırsa evet!) Bu bir tarafa teklifi savunmak için Hüseyin Avni kürsüye geldi. Hamaset ve belagat Mustafa Kemal’i göklere çıkarıyor görünse de, suçüstü yakalanma telaşı içindeydi:

“… Türk milleti Paşa hazretlerini kendilerinin timsali yaptıktan sonra, Paşa’nın vatanı her yer ve herkesin kalbidir. Rica ederim artık Türkiye’de Arnavut mebus Arap mebus olmayacaktır (alkışlar). (…) Eğer Mustafa Kemal Paşa’yı Meclis feda ederse o da feda edilsin. Söz Meclisindir. Kalbimizden atacağımız gün tereddüt etmeyiz. Fakat siz milletin kalbinde her gün yaşayacaksınız. Esasen istical olunmaması lazımdır…”

Kuru hamaset ve kasaba milliyetçisi Hüseyin Avni Bey’in Celaleddin Arif’le Erzurum’da oynadığı hükumet kurma oyunu unutulmamıştı. Hüseyin Avni’nin Türkçülük heyecanı şimdi de Arap ve Arnavut ihanetine şahlanıyordu:

“… Paşa Hazretlerine arz ederim ki, asırlardan beri Araplara haraç verdik. Bu millet çalıştı, Mekke Şerifleri köylerimizi ziyaret için geldikleri zaman göğsümüze sardığımız insanların Arabistan’dan bizi nasıl kovduklarını siz de gördünüz. Arnavut kavm-i necibi diye bütün mevcudiyetimizle hudut bekçiliklerini yaptık, oradan nasıl kovulduğumuzu bilirsiniz. Geçen sene buradan oralara bir Türk evladı gitti, sokmadılar. Artık böyle adamlara mebusluk veremeyiz. Mebusum diye milletin hakkını hiçbir zaman istimal edemezler (alkışlar).”( Bkz. TBMM. ZC. c. 25, İ: 149, 2.12.1338, s. 161)

Hüseyin Avni’nin ardından Süleyman Necati kürsüye geldi. O da Şarkın kuru hamaseti arasında özür diliyor gibiydi:

“… Ben Paşa hazretlerinin mümtaz şahsiyetlerini hedef alacak kadar namussuz, vicdansız bir adam değilim” diyerek söze başladı.“… Bu maddeyi niçin teklif ettiğimizi arzedeyim. Önümüzde koca bir Osmanlı İmparatorluğunun enkazı var. Bu enkazın avamilini tetkik edersek, buna sebep, büyük Türk milletinin benliğinin çiğnenmesi ve Türklüğün yabancılar elinde kalmasıdır. Bakınız dünyanın her yerinde böyledir. Bir Fransız tebaası, ben Fransızım demekten başka şey diyebilir mi? Orada bir Fransızlık vardır. Bir kül vardır. Tarihi açınız; bizde böyle olmamıştır. Boşnak Mehmed Paşa, Çerkez Veli Paşa gibi adamlar görürüz. Hiç Türk yok!. Her ırk kendi milli hüviyetiyle bu içtimai heyet içinde yaşamış ve mevkiler kazanmıştır ve bunun neticesinde de Türklük mahvolmuştur. Bundan sonra Türkiye hududu dahilinde vatandaşlık tesis etmek zorundayız. Artık bu enkaz altında kalan hatalarımızı tekrar edemeyiz. Teklifin saiki budur.” (Bkz. TBMM. ZC. c. 25, İ: 149, 2.12.1338, s. 162)

Canik Mebusu Emin Bey de(Kul) Kur’an üzerine yemin ederek Gâzi Paşa’nın hedef alınmadığını söyledi. Ona göre de Türkiye Türklerin vatanıydı, Arap ve Arnavutlardan mebus olamaz, onlar da kendi ülkelerine gidip oranın refahı için çalışmalılardı. ( Yıllar sonra aynı Emin Bey bu teklifin bir ihanet projesi olduğunu Mustafa Kemal’e üzülerek itiraf edecektir)

Konuşmalarda görülen milliyetçilik ve Türkçülük hassasiyeti bir gerçekliği yansıtıyor görünse de, Gazi’ye yapılan övgülere tercüman olmuyor; komplo gerçeğini örtmüyordu. Bizim Ali Şükrü’nün Tan matbaasında o günlerde Halifeyi devlet başkanı görmek isteyen bir risale yayınlanmıştı. Kapalı kapılar ardında, “suyun ötesinden gelenler”, “O buralarda yokken biz buralardaydık” diye arkasından Mustafa Kemal’e köpüren Hüseyin Avni, şark kurnazlığı ve komplo kültürünün güdüleri içindeydi.

Bir ihanet ve kahpelik projesi sayılan bu teklif suçüstü yakalanınca bir daha sahip çıkan olmayacak, ikinci dönem seçimlerinde de bunların hepsi saf dışı kalacaklardı. Bundan İki gün sonra (6 Aralık 1922) Adnan Bey TBMM 2. başkanlığından istifa etti. Bunda sağlık gerekçesi gösterilse de Halide Edip’in yazdığına göre kocası Mustafa Kemal’in attığı adımlara güvensizlik duyuyordu. Mustafa Kemal Adnan Bey’i Refet Paşa yerine İstanbul temsilcisi olarak görevlendirmişti.

Benden bir not daha. O günlerde 2. Grup muhalifleri Karabekir’i Mustafa Kemal karşısına dikmek istiyor, “Sakın Ankara’dan ayrılmayın. Hilafet ve saltanat meselesi hallolundu, fakat altüst edilebilir, bu adama ancak siz mukavemet edebilirsiniz” diye pohpohluyorlardı. Erzurum’dan yeni gelmiş o günlerin anlı şanlı paşası Karabekir’in günlüklerinden de anlarız ki, muhalifler yetkisiz bir köy imamlığına dönen hilafeti eski gücüne kavuşturmak için Şark Fatihi’nin şöhretine güveniyorlardı. ŞARK FATİHİ Karabekir Paşamız da saltanat kaldırılmasını bile kerhen desteklemiş, o günden beri de Mustafa Kemal’e mesafeli durup ikili oynuyor, Çankaya’da değil Şeriye Vekili Vehbi efendinin evindeki kulislerde sabahlıyordu. Daha doğrusu hilafetçilerle koyun koyunaydı. ( Bkz. Karabekir, Günlükler, c. 2, s. 830).

Bu olayın günümüze izdüşümüne gelince, Mustafa Kemal’i diktatör gören Çetin Altan’ın oğulları Altan kardeşler, burada adı geçen Hüseyin Avni Bey’i medrese kafası ve Fetö alçağı ile aynı safta demokrasi kahramanı ilan edeceklerdir. Varın anlayın nankörlük ve ihanetin geldiği boyutları.

Kaynak: Editör:
Etiketler: Mustafa, Kemal’e, bir, kahpelik, projesi,
Yorumlar
Haber Yazılımı