Hollywood filmlerinde Vietnam Savaşı
Haber
24 Eylül 2025 - Çarşamba 14:39 Bu haber 858 kez okundu
 
Hollywood filmlerinde Vietnam Savaşı
Amerikan emperyalizmi, dünya hakimiyeti iddiasıyla Asya’yı işgal etmeye kalkıştı. Ancak Vietnam’da takıldılar. 20 yıl süren işgal girişimini, Hollywood filmleriyle meşrulaştırmak istediler. Kötüye giden imajlarını proje filmler de düzeltemedi.
Dünya Haberi
Hollywood filmlerinde Vietnam Savaşı

MELİHA KALLİMCİ

Soğuk Savaş dünyayı iki kutba böldü. Batı bloğunu Amerika, Doğu bloğunu ise Sovyet Rusya domino ediyordu. Bu rekabet öyle bir boyuta ulaştı ki, “Kola mı? Votka mı?” kavgasından uzaya kadar giden bir yarış başladı. Amerika “demokrasi, özgürlük getireceğiz” diyerek komünizme karşı cephe alırken, SSCB ise Amerikan emperyalizminin çemberini kırmaya çalıştı. İki ülke de nükleer silah yapımına hız verdi. Üçüncü bir dünya savaşı çıkmasa da bölgeler arasındaki çatışmalar çok şiddetli ve kanlı bir hal aldı. Vietnam, Soğuk Savaş’ın en çarpıcı, acımasız çatışmalarını yaşadı. Yoksul Vietnam halkı iki ateş arasında kaldı.

Dien Bien Phu Muharebesi, Vietnam tarihindeki önemli savaşlardan biri oldu. Fransa, Amerika’nın desteğine rağmen savaşı kaybederek kolonilerinden çekildi. 1954’te toplanan Cenevre Barış Konferansı Vietnam’ı 17. paralelden sınır kabul ederek Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye böldü. Kuzey Vietnam’ın lideri Ho Chi Minh, birçok Vietnamlı için bir kahramandı. Güney Vietnam’da ise Amerika’nın desteklediği baskı ve şiddet yanlısı Başkan Diem vardı. 1963 yazında Saygon sokaklarında Budist rahipler Başkan Diem’i protesto etmek için kendilerini yaktı. Birçok yerde farklı protesto ve mitingler yapıldı. Washington cenahında Kennedy bir suikast sonucu öldürülünce yerine Johnson geçti. Yeni başkan Vietnam politikalarını daha da sertleştirerek ülkesini savaşa soktu. 1964’ten 1973’e kadar sürecek olan uzun bir savaş başladı.

Amerika, Vietnam’a demokrasi ve özgürlük getirmek için gelmişti. Ancak yoksul Vietnam halkı kendilerini kurtarmaya gelen Amerikalılar tarafından şiddet ve baskı gördü. Köyleri yakıldı, binlerce kişi tacize uğradı, öldürüldü. ABD ordusu bugün bile etkisi devam eden “agent orange” adı verilen kimyasallar kullandı. Bu kimyasalları kullanarak yerin altında tüneller, sığınaklar kazan Viet Cong güçlerini durdurmayı amaçlamışlardı. Ancak helikopterlerden atılan tonlarca kimyasal bitkileri ve toprağı da zehirledi. Vietnam’da yaşananlar televizyonlara sızmaya başlayınca ABD kamuoyunda savaş karşıtlığı giderek arttı. Savaş karşıtı gösteriler, protestolar ses getirmeye başladı.

İMAJI DÜZELTME GÖREVİ

Tüm bunlar yaşanırken kamuoyunun algısını yönlendirmek amacıyla devreye Hollywood filmleri girdi. Amerikan’ın Vietnam’da giderek bataklığa saplanması Amerikan’ın imajını yerle bir etti. Bunu toparlama göreviyse Hollywood’a düştü. Vietnam filmlerinde genellikle Amerikalı askerler; cesur ve kahraman olarak gösterilirken Vietnamlılara ise saldırgan ve vahşi roller düştü. Amerikan ordusu özgür bir dünya ve demokrasi için savaşırken bireysel hayatında başarısız ve silik karakterlerin kahramanlık yolunda ilerleyişi vurgulandı. Savaşın devam ettiği dönemlerde çekilen filmler daha çok bu perspektifteyken savaşı açıkça ele alan hatta eleştiren filmler ancak savaş bittikten sonra çekilebildi.

 

Veteran kategorisinde yer alan filmlerde ise savaş sonrası travmalar ele alındı; Vietnam gazilerinin savaşı evlerine taşıdıkları, şiddete meyilli oldukları ve toplum için tehlike oluşturdukları sıklıkla işlendi. Bir başka kategori ise Vietnam’a dönüş ve intikam filmleriydi; genellikle yenilginin sorumlusu olarak politikacıları gösterildi. Amerikalıların Vietnam’a geri dönüşü, esirlerini kurtarırken binlerce Vietnamlıyı yok edişi anlatıldı. Özellikle Rambo filmleri Amerika’nın Vietnamlılara karşı uyguladığı vahşeti normalleştirmek, “özgürlük savaşçısı” imajı yaratmak adına önemli bir misyon üstendi.

FİLMLER SAVAŞI SORGULATTI

Birçok Vietnam filmi çekildi; ancak bazıları yıllar geçmesine rağmen tekrar tekrar izlenerek konuşulmaya devam etti. Özellikle Oliver Stone’nin yönetmenliğini yaptığı üç Vietnam filmi, savaşı farklı perspektiflerden ele aldığından mutlaka izlenmesi gerekenler listesinde yer aldı. 1986 yapım Platoon (Müfreze) filmi serinin ilk filmi. Willem Dafoe, Charlie Sheen, Johnny Depp gibi oyuncu kadrosuyla merak uyandırıyor. Chris Taylor adındaki askerin Vietnam Savaşı’na gönüllü olarak katılmasıyla başlayan film, savaş sırasında genç ve deneyimsiz askerlerin yaşadıkları dehşeti anlatır. Amerikan ordusundaki fikir ayrılıkları, askerlerin sivillere uyguladığı şiddet dikkat çekiyor. Willem Dafoe’nin canlandırdığı Elias karakteri üzerinden ordudaki çatışmaları, ihanetleri; Er Chris Taylor’un gözünden savaşı ve yarattığı yıkımı görüyoruz. Özellikle çocukların, kadınların yakarışları bu adamların ülkelerinden kilometrelerce uzakta, Vietnam’daki varlıklarını sorgulatıyor!

Serinin ikinci filmi Born On The Fourth of July, 1989 yılında izleyiciyle buluştu. Başrolde Tom Cruise muazzam bir oyunculukla Ron Kovic karakterine hayat veriyor. Film, savaş sonrasını; ABD kamuoyunda başlayan savaş karşıtlığı ve bununla birlikte Vietnam gazilerinin toplumda nasıl hiçleştirildiğini, değersizleştirildiğini çarpıcı ve acı bir şekilde anlatıyor. Ron Kovic birey olamamış, ailesinin gözünde ve toplumda yer edinememiş silik bir karakter. Bunu kırabilmek için orduya gönüllü olarak yazılıyor. Vietnam’dan “kahraman” olarak dönmek istiyor. Ancak yaşadıkları onu tamamen farklı bir insana dönüştürüyor.

Ron Kovic, savaş sırasında yaralanır ve belden aşağısı tamamen felçli kalır. Tedavi görmek amacıyla Vietnam gazilerinin olduğu hastaneye yatırılır. Hastanenin zaten kötü olan şartları, ABD hükümetinin gazilere ayrılan ödeneği kesmesiyle daha da kötüleşir. Ron Kovic, eve gittiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Anne ve babası, kardeşleri, komşuları, arkadaşları ona acıyarak bakmaktadır. Vatansever, kahraman olarak karşılanmayı beklerken gördüğü muamele onda derin bir travma yaratır. Artık ailesi onu bir yük olarak görür, gitmesini ister ve o da Meksika’ya gider. Burada kendisi gibi genç yaşta felç kalmış, psikolojik sorunlar yaşayan, topluma savaştan sonra entegre olamamış başka Vietnam gazileri de vardır. Meksika’da; bohem, bitik, acılı bir dönem geçiren Ron Kovic geri döndüğünde savaş karşıtı eylemlerin içerisinde yer alır. Savaş karşıtı gösteriler, protestolar, gençliğin sokaklarda verdiği mücadele filmin etkileyici sahnelerindendir.

1993 yapım Heaven and Earth filmi ise serinin son filmi. Bu kez savaşa Le Ly adında Vietnamlı bir kadının gözünden bakıyoruz. Film başladığında pirinç tarlalarında çalışan, çekik gözlü, yoksul bir halk huzurlu ve dingin yaşamıyla karşımıza çıkıyor: Cennet gibi bir doğa, kuş cıvıltıları, oynaşan çocuklar. Birden yükselen helikopter sesi artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının habercisi oluyor. Le Ly’nin yaşadığı Ky La köyü gündüz Fransızlarla işbirliği yapan hükümetin, geceleriyse Viet Cong’un eline geçiyor. Le Ly de Viet Cong’a katılıyor. Ancak hükümet tarafından tutuklanıp işkence görüyor. Annesi onu kurtarmak için rüşvet verince serbest kalıyor. Bu kez Viet Cong tarafından hainlikle suçlanınca köyünü terk etmek zorunda kalıyor.

AMERİKAN PROPAGANDASINA TEPKİ

Film, diğerlerinden farklı olarak Vietnamlılara odaklanarak ailelerin nasıl iki ateş arasında kaldığını, parçalandığını anlatıyor. Burada dikkat çeken nokta Viet Cong’u da eleştiriyor olması. Viet Cong, Vietnam’ın özgürlüğü için direnen, Amerika’ya karşı mücadele eden bir oluşumken filmde yaratılan algı biraz farklı. Bu durum filmin “Amerikan propagandası yapılıyor!” şeklinde eleştiriler almasına sebep oldu. Le Ly’nin Amerikalı asker Steve Butler’e aşık olması ve Amerika’ya giderek savaştan uzak yeni bir hayata başlaması da “Kurtarıcı Amerika” mesajı mı veriliyor tartışmalarını getirdi.

Tüm bu tartışmalara rağmen Oliver Stone çektiği Vietnam filmleriyle Hollywood’un klasik anlatısının dışına çıktı. Çoğunlukla savaşın haksızlığını sorgulayarak Amerikan ordusuna sert eleştiriler getirdi. Tarihsel açıdan birbirini takip eden bu 3 film özellikle yoksul Vietnam halkının dramını tüm acımasızlığıyla anlattı. Savaş fiilen 1973’te Amerikan askerlerinin çekilmesiyle sona erdi. Resmi olarak da 30 Nisan 1975’te Kuzey Vietnam ordusunun Saygon’u almasıyla bitti. Aradan geçen 50 yıla rağmen “Amerika’nın Vietnam’da ne işi vardı?” sorusunu düşünmeden edemiyor insan!

KAYNAKÇA:

1) İlkin Başar Özal, Kısa Soğuk Savaş Tarihi.

2) Sina Akşin, Kısa 20.Yüzyıl Tarihi.

3) İsa Özcan, Hollywood Sinemasında Kahraman Yaratma ve Algı yönetimi, 2018.

4) Platoon, 1986.

5) Born On The Fourth of July, 1989.

6) Heaven and Earth, 1993.

Kaynak: Editör:
Etiketler: Hollywood, filmlerinde, Vietnam, Savaşı,
Yorumlar
Haber Yazılımı