Meteoroloji günler öncesinden   Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı  hava konusunda 21 Ocak Cuma gününden itibaren kamuoyunu  TV’ler, radyolar ve basın yanı sıra  internet üzerinden  uyardı ve duyurdu. Yurt geneli yanı sıra bölge bölge, hatta kent kent , soğuk ve yağışlı havanın saatine kadar bilgi sahibi olabilmemiz için (cep  telefonları dahil) öğrenmek ve gerekli önlemleri alabilmek için her türlü aracımız ve olanağımız, en önemlisi zamanımız  vardı.

Yani 21 Ocak gününden başlayarak adım adım ülkemizi  ve tüm kentleri içine almış soğuk hava dalgasından da aşırı yağmur ve kan yağışından da haberi ve bilgisi vardı. Doğal olarak özellikle 24 Ocak günü mega kent İstanbul  başta olmak üzere yaşanan aşırı kar yağışı hiçbir ilgili devlet kuruluşları, valilikler ve kaymakamlıklar, AFAD, büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri açısından sürpriz falan değildi..

Ancak, son 30-40 yıldır tanık olmadığımız aşırı kar yağışı nedeniyle ilgili kuruluşların ve kişilerin  tüm uyarı ve bilgilendirmelerine karşın  özellikle ana artellerde ve ulaşımda tam bir rezillik ve binlerce sürücü, yolcu mağduriyet yaşadı. Resmi olmayan rakamlara göre, sadece İstanbul’da üç bine yakın yurttaş yurtlara yerleştirilirken,yüzlerce  araç yollarda mahsur kaldı.

Kuşkusuz, yaşananlarda insanımızın ‘bana/bize bir şey olmaz’ anlayışı yanında araçlarına kış lastikleri takıp, gerekli koruyucu önlemleri almayan sürücülerin  büyük payı da olsa vakanın özellikle sosyal medya da tartışma boyutu ile iktidar ve muhalefetin birbirini  itham eden  yaklaşım ve eleştirileri önümüzdeki günlerin temel konusu olacakmış  gibi görünüyor.

Önemli olan  özellikle  İstanbullu’ nun çektiği çile, yaşadığı rezillik ve mağduriyetlerden eminim ki , tanık olup, yaşadığı bu vakadan gerekli sonuçları, dersleri  çıkartacak. Çünkü, 21.yüzyılın Türkiyesi’ nde  kar yağışı ne kadar şiddetli olursa olsun  ulaşımı kitlenen ve hayatın durma noktasına gelmesi, tanık olduğumuz mağduriyetler  ‘dünya şehri’ İstanbul’a yakışmadı.! Aynı ‘yasaklanmış köpeklerin’ çocuklarımızı parçalaması gibi..

Ben yaşananları biraz da  C.başkanlığı sevdasına düşmüş bir büyükşehir başkanının burnunun ucunu görememesine bağlıyorum. Yaşadıkları mağduriyet ve rezilliğe tepki gösterip  isyan ede vatandaşlar  iktidarın trolleriymiş.!

Vay İstanbulum vay..